Sayfalar

3 Şubat 2014 Pazartesi

Ahmet Ümit-Bab-ı Esrar

Elif Şafak'ın Aşk'ını okuduktan sonra hemen Şems ve Mevlana ile ilgili başka kitaplar aramaya başladım.Kütüphanede rastgele buldum bu kitabı,içinde Şems kelimesi geçmesi yetti.Sayfa sayısı 396 imiş(netten baktım,unuttum sayfa sayısını).Kitap su gibi akıp gitti.Kitapyurdu.com'da kitapla ilgili yapılan yorumların birinde ''Şems'in bakışlarını üzerinizde hissedeceksiniz'' yazıyordu.Hakikaten öyle hissettim mi diye düşündüm,hissetmedim sanırım.Hikayesi günümüzde geçmekte.Kitabın tüm içeriğini anlatmak yorumlamak değil diye düşünüyorum o yüzden kabaca değineceğim.Kitabımızda işine takıntılı bir sigortacı kızımız var,bu kızımız iş gereği Türkiye'ye geliyor ve ondan sonra yaşadıkları anlatılıyor.Bu yaşadığı olaylar bir şekilde Şems'e bağlanıyor(nasıl bağlandığını yazarsam tüm esprisi gider).Kızımızın bu yaşadığı olaylar vermesi gereken bazı büyük kararları da etkiler.İçerik olarak fantastik ögeler var,olaylar sürekli akıyor,sıkmıyor,gereksiz karakter yok.Beni bir romana bağlayacak yegane şey iyi betimlemedir.En azından zihnimde canlandırabileceğim kadar  iyi betimlemeler olmalı.Ama bir odadaki tavanın lambasının içindeki telin dışındaki lekeden bahsedecek şekilde de olmamalı.Betimlenen ne ise kaba özellikleri ve göze çarpan birkaç detayı fazlaca uzatılmadan anlatılmalı,Sherlock'un fark edeceği detaylarla süslenmiş betimlemeleri sevmiyorum.Neyse betimlemenin hayatımızdaki önemini anlattığıma göre yazıma son veriyorum.Kapanış seremonisi için okunabilecek güzel kitaplardan olduğunu belirteyim,klasiklerden aldığınız keyfi alamazsınız tabi ama 10 üzerinden 6'lık bir kitaptır kendisi.İş güç bırakılıp 3-4 günde bitirilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder